Gözlerindeki
güzelliğin içinde kaybolsam keşke
Karanlığa su dökülür ve dalından
bir yaprak ışık düşer güneşin
Her damlası bir yağmur,büyümesi
ansızın olur ateşin
Gökkuşağına boyanır bilmezsin
İstanbul caddelerin
Gözlerindeki güzelliğin içinde
kaybolsam keşke
Sarılıp gülüşüne huzur dolu rüyada
Koparılmış dalında umut saklarsın
günlerin
Her mevsimin hikayesi
farklıdır,birbirine bağlanan kaderin
Söylemesi ne de zor,dilde harfler
tükendiğinde sözlerin
Gözlerindeki güzelliğin içinde
kaybolsam keşke
Sarılıp gülüşüne huzur dolu rüyada
Tel tel ayrılır kirpikleri gecenin
şafak vaktinde
Denize dökülen ırmak gibidir
sevmek,ötesi kimin elinde
Geçip giden zamanın eteklerinde bir
kardelen gibi bende
Gözlerindeki güzelliğin içinde
kaybolsam keşke
Sarılıp gülüşüne huzur dolu rüyada
25.02.2010
Yağmak
ister bazen insan,yağmur olup ırmaklara
Ne var ki hayat
Işığın gölgesinde
yaşanmamışlıkların hikâyesini anlatan bir peri masalı değildir
Her gülen yüzün parlayan gözleri yoktur
Susayan güllerin çaresizliklerinde
kan kırmızı renkleri solar düşüncelerin
Ve bazen ağlamak ister insan
Gerekliliğini hissettiğinde hüznün
baharlarını,
Yaşamak ister
Matemini mehtabın terli yüzünde
bulmuştur aşk koşarken
Süslenmiş kelimelerle gelir oturur
yanı başına keder,anlayamaz fani olan
Yoktur çaresi nasırlı avuçlarda
biriken mutluluğu armağan etmenin güz yaprağına
Bir duraktan bir durağa yürümek
ister bazen insan
Sıcaklığını hissettiğinde yaz
mevsiminin,
Üşümek ister
Toprağın kokusuna karışır her
yağmurdan sonra dem
Koyu kıvamlı rüzgarların hayranlık
uyandıran dokunuşlarında saklanır yakamozlar
Ve her günün parlayan ışıkları
yoktur devamında gecenin
Derlenmiş roman gibi parça parçadır
hayat
Yağmak ister bazen insan
Vücut ısısı düştüğünde en güzel
nağmelerin
Gitmek ister…
24.02.2010
Seyehat
engeli olmayan bir düş kurmak istiyorum
Seyahat engeli olmayan bir düş
kurmak istiyorum.Yenilikçi yalanlara kapılmayan bir günün,yerini geceye
bırakmaya hazırlandığı çıplak ayaklı dilenciliğimin parlamaya çalışan
gözlerinin ışığında,terk edilişimin bir adım öncesinde ve bütün sevdiklerimi
yanımda götürmek istiyorum.
Yalnız kalmak istiyorum,koşmaya
çalışırken gökkuşağının tenime deydiği yere,ayağım takılıp düşmeden önce hatırladığım
yağmurun,hiç yağmamış olması gibi.Susmak istiyorum anlatmak istediğim her
cümleyi.
Seyahat engeli olmayan bir düş
kurmak istiyorum,elle tutulabilen bütün zenginlikleri ardımda bırakıp.Ağlamak
istiyorum sahte gülüşler için yaşanacaksa hep.Bulut olup yağmurlara karışmak
damla damla ve sevmek istiyorum parmaklarımın arasına aldığımda kalemimi
içimden geçenleri yazmak isterken aç bir martı gibi önümden sayfaları kapıp
giden rüzgarı,soğuğu ve kar’ı.
Seyahat engeli olmayan bir düş
kurmak istiyorum,hiç kimsenin beni tanımadığı diyarlara.
Sessiz,sedasız,sevdasız…
Üzgünüm...
Tutsak,bedenimde ızdırap
Müebbedin tel tel kirpiklerimden
açılan sayfalarını okuyorum
Bu gece sana
Ağırlaştırılmış gözyaşların
dökülüyor gözlerimden
Hepsi senin eserin
Yalanlanmış bir aşk hikâyesinin
gülen yüzü
Hepsi senin eserin mutluluklarımın
Ben ki dalında yaprak olmak
isterdim yaz mevsiminin
Ya da bir çiçek kadar sessizce
dokunmak ellerine
Bir çiçek kadar narin
Satırlarım gece yarısını çoktan
geçti be yaralım
Artık bende yaralıyım
Bu günde sabah olacağını okumuştum
gazetelerden
Her zamanki gibi,ama
Olmadı cananım
Gönlüme gün doğmadı
Sustu bütün konuşmalar,anlamım
kalmadı
Dilimde heceler düğüm
Gerçek mi dokunduğum ve gördüğüm
Bilmiyorum be sultanım
Bilmiyorum üzgünüm…
19.11.2009
19.11.2009
Farkındamısın
Soğuk kış akşamlarının ürkek
yağmurlarıyım
Her nedense
Başıboş sokakların titrek mum
alevlerine benzediği şehirlerde yaşıyor
Kendi gölgemin nöbetini tutuyorum
Bilmiyorum beklide yalancıyım
Kaçıp gitsem buralardan ardıma
bakmadan diyor
Ama yapamıyorum
Susuyorum sevgiye
Aşka
Ve her şeyden çok sana
Sana gelmek için çıktım bu defa
düşler sokağına ama
Her yanımı sarmış çöl ateşinin
içimi yakan girdabındayım
Üşüyorum
Bakamıyorum aynalara
Korkuyorum
Gözlerinin içinde büyüyen şaşkın
umutlar
Sanki benden kaçar gibi yaralım
Bense siyahımda büyütüyorum bütün
umutlarımı
Biliyor musun
Farkında mısın
Seni seviyorum…
20.10.2009
Belkide
seviyorum
Unutuyorum yavaş yavaş hatırladığım
her şeyi
Belki de o kimsesiz kaldığım
gecelerde
İsmini sayıkladığım birisini
Ama hala şiirler yazıyorum
Belki de bizi değil düşlerimizi
anlatıyorum
Susuyorum hep
Sen olmayınca konuşamıyorum
Seviyorum belki de
Hani o kimsesiz kaldığım gecelerde
İsmini sayıkladığım birisini
Bir hatıran olsa da
Karanlık duvarları resminle
aydınlatsam
Bir şarkımız olsa
Radyomun başında sabaha dek
uyumasam
Bir umudum olsa diyorum
Ömrümü mendil gibi gözyaşıyla
yıkasam
Belki de arıyorum
Dokunmaya kıyamadığım tenini
Hani o kimsesiz kaldığım gecelerde
İsmini sayıkladığım birisini
Artık zamanın bile acılara
yenildiği
Bir dünyada yaşıyorum
Kayboldukça hislerimi bir kağıda
yazıyorum
Ben seni unutmak değil her an
sevmek istiyorum
Bekli de duyuyorum
Hani o kimsesiz kaldığım gecelerde
İsmini sayıkladığım
Hayaline bile uzaktan gözyaşıyla
baktığım birisini
Ayrılığın yenilmez hükmü sürüyor
Yaşamak için aldığım her nefeste
Oysa ben yağmurlar biriktirdim
Kanatları çalınmış güvercin gibi
Bir kafeste
Bu defa boşuna sevinmişim
Geldiğini sandığım her heveste
Belki de özlüyorum
Hani o kimsesiz kaldığım gecelerde
İsmini sayıkladığım birisini
Bir umuda koşarken
Ayağı takılıp düşenlerin sevgisini
Ne zaman ve nerde olursa olsun
Yolu yalnızlığa düşenlerin adresini
Belki de seviyorum
Sevmek istediğim herkesten daha çok
Seni
24.06.2005
Duygusal
yaklaşımlar
Islak buzlu camlara ellerimle
yazdım ismini
Hani ayaz olurda üşür ya bütün
benliğin
İşte öyle özledim seni
Tarifi gökyüzünün mavi derinliğinde
olmayan
Bir kırlangıç sersemliğiyle
düşüyorum yükseklerden
Hani başın önüne düştüğünde
Gözlerinin baktığı yere
Ve bikaç parça cam kırığı var bu
gece kalbimde
Sevdiğim benden çok uzaklarda
biliyormusun anne
Onsuz toplayamadım
Ağlamak geldi birden bire
Sevgiliye sarılıp ağlamak
Bir beyaz kağıdın körkütük sarhoş
olduğu bir sebepten dolayı
Sadece birkaç satırdı oysa
yazdıkalrım
Gündüzün geceyle buluşmasını
anlatmaya çalışırken
Saklayamadım seni sevdiğimi hiçbir
cümleden
Hani güneş gözlerini kapattığında
Ardından gelen karanlık gibi
Eğer yapabiliyorsan yerden yere vur
beni
Yalnızca birazcık sesini duyayım
Sana sarılayım
Tut ellerimi
Sevdiğim beni bu akşam çok özlemiş
duyuyormusun anne
Onu düşünürken gözlerimin içinde
büyüyen özlemini görüyormusun
Her telefon çalışında kalbimin
nasıl attığını biliyormusun
Aşka kanun gerekmez
Aşka sebep gerekmez
Aşka sitem edilmez sevdiğim
Aşkı anlatmaya ömürler yetmez
Ben her baharda çiçekler açar gibi
Bazen dolu bazen kar gibi
Yüksek yüksek tepelerden deinizlere
akar gibi
Bir tek seni seviyorum
Bir tek seni...
23.10.2006
Duygusal
yaklaşımlar
Ben kendime sensizliği anlatmaya
çalışırken sen,
Yani sen diye,bildiğim herşey,
Beni zamansız,beni amansız bir
yolculuğa uğurladı.
Sevgiye susamış bir kalbin öyküsünü
anlatır ya hani boş sokaklar,
Sana sevdiğim,
Üzerinde yalnızca bir tek yıldızın
parladığı,
O boş sokakta yürümek yasakmıydı.
Anlayamıyorum bazen kendimi bile,
Anlatamıyorum seni kimselere....
25.02.2006
SENİ
ÇOK ÖZLÜYORUM...
Sözlerimin gizli kalmış
dünyasındaki
Ayaza çalan renklere sarıp
sarmaladım
Hülyalı bakışlarındaki sevincimi
Ve ben seni yaprakların sararıp
solmaya başladığı
Sonbahar mevsiminin herhangi bir
gününde
Güneş batmadan önce sevdim
Yaşamın henüz sevmeye elverişli
olmayan zamanlarıydı
Ama ben susuyordum, gölgelerini bir
nisan yağmurunun
Hafif su birikintilerine kaptırmış
papatyalar gibi aşka
Susuyordum,
Belkide hep bu yüzden kendime
yeniliyordum
Aşkın tarif edilemeyen yüzünü
görmüştüm ve
Küçük bir fincan dolusu kahveden
yutkunmuştum seni
Koyu ve sımsıcak
İşte o zaman
Dudaklarımın arasından bedenime
sızan
Islak nefesimin adı olmuştu aşk
Gözlerimin, geceyi kendi şafağına
hapsetmiş karanlığı
Delip geçmeye çalışan ışığında
arıyordum seni
Tabi her seferinde kendime takılıp
düşüyordum
Soğuğun ve kahverenginin tonlarını
taşıyan bir mevsimin
Yerini yeşilin birçok renge
büründüğü ilkbahara bırakması gibi
Küçüktüm ve büyüyordum
Sözlerin hiçbir anlam ifade
etmediği bazı anlar vardır yaşanılan
İşte o zaman,
Buzlu camlara çizilen çocuksu bir
resmin ardına sığınır umutlarım
Ve sanki gece olmuşçasına
sabırsızlıkla beklerim güneşin doğuşunu
Her telden bir tutam sevgi
besteliyor sana
Her gün gitarım
Bu güne dek
En kuytu köşelerinde saklansam da
Ömür perçeminin şafak vakti
yaklaşırken
Seni kendime anlatmaktan çekinmiyor
artık yüreğim
Çekinmiyor satırlarım
Ama sen yinede
Resmini çizdiğim bir beyaz kâğıdın
arkasına saklanan
Umutlarıma sarılıp ağlamadan önce
gel
Gel ne olur
Seni çok özlüyorum…
18.12.2007